Erden Timur veda etti!

Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur, düzenlediği toplantıda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve Galatasaray’daki görevinden ayrıldığını açıkladı.

Erden Timur, ayrılık kararına sebep olan gerekçeleri ve yaşadığı süreci detaylı olarak anlattı.

İşte Erden Timur’un açıklamalarından öne çıkanlar:

“Kolay bir basın toplantısı olmayacak tabii. Elimde olmayan nedenlerden dolayı 1 aydır, belki 1 ayı daha geçkindir gündemi meşgul ettiğim için kamuoyundan özür diliyorum.

Ben şampiyonluktan 1-1.5 ay önce başkanımıza konuyu ilettim. Yönetim listesi verilmeden önce, yönetimde olmamla ilgili kendi talebini iletince, yakın çevreme de söylüyorum, o zaman ilettim.

Şampiyonluk yarışı olduğu için bunu o an söylemek mümkün değildi.

Bir şampiyonluk yarışı vardı, Florya’yı herhangi bir şekilde etkilememek gerekiyordu. Sportif AŞ’deki görevimiz devam ediyor demek durumundaydık.

Sonrasında da şampiyonluğu kutlama sevinci vardı. Ona da limon sıkmak istemedim. Yazılı açıklayacaktım cuma günü. Perşembe günü başkan liderliğinde transfer toplantısı oldu. Onun akabinde acil bir konu da konuşuldu, takip ettiğim sponsorluk meselesi vardı. Hemen yazılı bir şey yapmayayım dedim, cuma günü akşam bilinçli bir sosyal medya kampanyası başladı. Akabinde basın toplantısı yapmaya karar verdim.”

“Bunları yapanlar camiadan önemi insanlar”

“Konu şuna döndü, nazlandı falan. Öyle olmadı. İzah edeceğim. Şampiyonluk gününe kadar kimse böyle bir şey diyemezdi. Reddederdim. Şampiyonluk en önemli şey. 2 gün sonra açıklayabilirdim ama öyle değil. Süreç uzadıkça zarar verdiğimi bile bile devam etmem gerekiyordu. Yazılı açıklamadan basın toplantısına dönmemin nedeni bana gönderilen şahsi mesajları, okusanız ağlarsanız, bunlar camiadan önemli insanlar, özellikle göndermişler. sosyal medyadaki bol takipçili hesaplara, bu şeyleri göndererek, biz kaç yaşında insanlarız, bizleri de reddediyor, bu işin altında başka bir iş var diye herkese bir servis.”

Allah’ın işi ya bu, tanımadığım insandan öğrendim bunu. Onlara yakın birisi herhalde, bilmiyorum. İnsani değerlere değer veren biri. Hep bu insanların içerisindeyim, herhalde 1 yılı aşkındır olumlu hiçbir şey duymadım abi, sen bize şeytan gibi anlatılıyorsun dedi. Bu maksatlı şeyi gördükten sonra ben anlatayım dedim.

İnsanın en önemli mayası, duygusu değerleridir. İnsanlar da genelde herhangi bir şeyi bu şekilde kurar. Galatasaray taraftarlığı da bu şekilde. Duygusal bağ, sonra değerlerle birleştirdiği noktalardır.

En son Galatasaray yenilince ağladığımda kocaman adamdım. Şu yaşa geldiğimde, yaşımı söylemeye utanıyorum, hala böyle misin demesini ablamın, unutamıyorum. Taraftar olarak Galatasaray’a bağlıyım, o şekilde geldim herkes gibi, o şekilde de görevimi devam ettirmeye çalıştım.”

“Organize iftiralara dayanmamın tek sebebi Galatasaray”

“Bu kadar iftirayı, samimiyetsizliği sayabilirim, Galatasaray edebinde anlatabilirim bunları. Ben insan olarak bu tip şeylere duyarlı olması gerektiğine inanıyorum. Normal ben, haksızlığa çok çabuk tepki koyan, insani bir yanlış varsa orada durmayan, 10 yaşından beri arkadaşlarım dışında doğru düzgün arkadaş çevrem yoktur. Çevreme başka birisini almakta bile çok zorlanıyorum, çıkar ilişkilerinden dolayı. Aslında belki 1-2 ay sabredebileceğim bir yerde son 13-14 ayı aşkındır devam eden yoğun, planlı, kasıtlı, her noktasında yüzlerce kişi tarafından yapılan, binlerce insana ulaşan haksız, kasıtlı, organize iftiralara dayanmamın tek sebebi Galatasaray. Başka sebep yok.

İnsanın onuruna, hayatına, çoluğunun çocuğunun rızkına, iş hayatına yapılan her türlü iftira bir noktadan sonra katlanılabilir değil. Bu dışarıdan değil. Dışarıdan yapılınca her şeye tamam, onu da önemsemiş olursam sürekli açıklamalar yaparım, Galatasaray’ın çıkarlarını savunurum. İnsanın işini gücünü etkiliyor ama problem değil. İçeriden olunca çaresi olmuyor.

İki şey yapabilirdim; kendi değerlerimi önceller istifa ederdim ya da sayılı günün geçmesini bekler şampiyonluk gelene kadar dayanabilirdim. Bu noktaya kadar getirdim. Seçime kadar götürdüm. Seçim süreci 2 yıllıktı. Seçimin tüm aşamalarında vardım ama seçimde değildim.”

“Tutunacak dalım yok”

“Neticede bu yapılan, ben öznesiz konuşmayı sevmem ama, başka tutunacak bir dalım kalsa bu kararı almazdım hiçbir şekilde. Aylarca sürdü, son 7 ay özellikle yoğun. Ne yaptığımı ben de bilmiyorum inanın. Ne arsızlığımız, ne hırsızlığımız, ne namussuzluğumuz, ne komisyonculuğumuz… Söylenmeyen şey kalmadı. Ben de bırakmayı hiç istemiyorum öyle bir şey var. Ama hiçbir dal yok.

Bununla mücadele etmek bundan sonra benim hayat vazifem. İçeride durunca bu şeye hizmet ediyorsunuz. İçeride durup bununla mücadele edemezsiniz, bu romantik bir şey. Yapabileceğin tek şey susmak, çıtını çıkarmadan oturacaksın. Konuşursan kavga edersin, şampiyonluk da olmaz, hiçbir şey olmaz.

“Tamamen bencil hisler”

“Bu kişiler Galatasaray’ı düşünenler değil. Temel duygular kıskançlık. Başkanlık için potansiyel aday, ayağını kaydıralım. Tamamen bencil hisler. Bencil hisleri olana gel Galatasaray için savaşalım diyemezsin. Yok öyle bir şey. Tam tersi. Böyle konularda romantik olmayalım. Bu kadar şeye sabretmişiz, emek vermişiz, bir ayağımızın tökezlemesi bekleniyor.

Arkamda o kadar taraftar camia olmasa, bu aylardır yapılıyor, kimse yazamıyor. Yazarsa linçlenir diye yazamıyor. Taraftarın sevgisi olmasa lime lime edilmiştim. Gazetecilere binlerce iftira konusu gelmiştir. Bu nasıl bir düzen arkadaş ya!”

“40 milyon €’luk sponsporluk imzalattım”

“Ben her türlü hatanın farkındayım, defalarca özür diledim. Ne yaptım diye düşününce kendi kendime, şunu gördüm. Sponsorlukla ilgili eleştiriliyorum. Erden futbolla ilgilenir, herkes diğer konularla. Öteki konular az söyleniyordu, bunlar da mesele değil. Anlatmak zorundayım şunu, ben kendi bireysel çevremle Galatasaray’a 40 milyon euro gibi bir sponsorluk imzalatmışım, benim sponsorluklarım dışında, şu son 1 senede 40 milyon euro. Bu sene sponsorlukların geldiği noktayı biliyorsunuz. Katkısı olan Niyazi Ağabey’e, İbrahim Hatipoğlu’na, Eray Bey’e teşekkürlerimi iletiyorum.

Galatasaray’ın maç günü gelirlerinde 8-9 katına çıkmasında sonuna kadar mücadele ederek katkı sağladım. Bu sene 2 milyarı da geçiyor. Aklıma gelmiyor. Puma anlaşmasıyla… Şunu yaptım, bunu yaptım ama özür diliyorum, söylemek değil bu. Ne yapılıyor anlatmak için. Söylemek zorunda bırakılmak da doğru değil. Puma, Nike anlaşmasını görüşmelerini tek başıma yaptım.

Bu sene 720 bin forma satıyoruz inşallah. Nike’ın süre anlaşmasından ötürü forma da bulunamıyorum. Bu sene formalar olsa 1 milyon forma satardık. Senelik 50 milyon dolara yakın bir fark var yeni anlaşmayla. Buna vesile oldum. Övündüğümüz birçok şey var. Mecidiyeköy, Florya… Bu projeleri geliştirerek Burak Başkan’ın önüne koydum. İnsanları tek tek ikna etmeye çalıştım.”

“İftiralar dursun diye sustum ama olmadı”

“Sustuk, bu iftiralar dursun diye. Olmadı. Son 6-7 ay başka bir boyuta gitti. Florya’ya taşındı işler, başka boyuta geldi. Minimum haftada 5 gün oradayım. 2 senedir iyi bir ilişki oluşturduk. Böyle şeyler olunca onlar da güceniyor. Bizim tek formülümüz herkese sarılmak dedim, herkese de sarıldık. En çok laf edenlere sarılacağız ki bu iş çözülecek ama daha da arttı. Tutanacak dallar teker teker kırıldı. Dolayısıyla bu noktaya geldik.
 
Bugüne kadar böyle geldik. Bundan sonra ne yaşanır bilmiyorum. Bu konular nereye gider bilmiyorum. Her yerde söyledim. Keşke 1 günde olmuyorum diyebilseydim, şampiyonluk yarışında diyemedim. Sürekli Erden Timur konuşuluyor, gerçekten bundan rahatsız oluyorum.

Kemerburgaz’da isyan ettim. Erden Timur kim diye sordular, Galatasaray devasa bir camia, bizler deryada bir damla. Bu kadar büyük bir camiada bir insanın hiçbir önemi yok.”

“Başka çarem kalmadı”

“Camialar en büyük, Galatasaray devasa. Konuşulmayı tercih etmiyorum. Ben olurum, o olur, bu olur, herkes için bu bir şans. Milyon tane insan yerimizde olmak istiyor. Yüzde 5’i bizden daha iyi yapabilir. Senden daha iyisi varken sen bu görevdesin, şükredilmesi gereken bir şey. Galatasaray’ın isminin yanında birilerinin konuşulmasını doğru bulmuyorum.

Belki de bırakmam için yapılmıştır bunlar. Tüm bu yaşananlardan sonra bir çarem kalmadı. Tutmayı düşündüğüm tüm dallar kırıldı. Maalesef ayrılıyorum.”

Scroll to Top